RESIM PAYLASIMI
Mini blog hikaye ''Dörtlü Kaos Mimarları''nı okudunuz mu? Yakın tarihin esrarengiz cinayetlerinin ardındakiler ve inanılmaz zihin kontrol teknikleri.. Hepsi ve daha fazlası gerilim ve gizem dolu mini blog hikaye ''Dörtlü Kaos Mimarları''nda..

4 Haziran 2013 Salı

Gezizekalılar

@nushirevan twitter hesabından alıntıdır:

özet geçicem: Ortam o kadar sidik yarışına dönmüş ki, ne ağacı koruyorum ayağına muhalefet eden protestocuların... ne de yasayı uyguluyorum ayağına müdahale eden güvenlik güçlerinin samimiyetine inanmak gelmiyor insanın içinden. Çünkü birisi muhalif olmak istediği için orda ve yeşili korumayı bahane ediyor.. Diğeri muhalefetin kafasına inmek için orda illegal protestoyu engellemeyi bahane ediyor.. Toplumsal huzursuzluğun sonuçlarını izliyoruz sadece.. Bu Gezi Parkı değil, ağaçsız x parkı olsa da böyle olurdu gibime geliyor. Tarafsız olayım, objektif olayım, cool görüneyim diye her iki tarafı suçlamıyorum ama samimiyetsizliğinizin de ta içine ediyim. kendisine börek ikram ettiği için biber gazı sıkan da, Toma' ya efelenen protestocu da neyin kafasını yaşıyor anlaşılır gibi değil. yazık.. an itibariyle ortadoğuda sosyal medyanın gazına gelip ayaklanan arap halkından bi farkımız kalmadı.. sonumuz benzemesin.

 17 Aralık 2010 tarihinde Tunus’un Sizi Buzid kentinden manavlık yaparak geçimini sağlayan 26 yaşındaki Buazizi adında bir genç polisin sattığı mallara el koymasıyla beraber kadın bir polisten tokat yemeyi hazmedemeyip kendini yakarak yaşamına son verdi. Ölmeden önce “Yoksulluğa ve işsizliğe son!” diye haykıran Buazizi, ardı ardına gelecek olan isyanların başlama noktası oldu. Bu şekilde başlayan olaylar Tunus’ta Yasemin Devrimi’ne ve Ortadoğu’da Prag Baharı’ndan esinlenerek adlandırılan “Arap Baharı” na yol açtı. Tunus’ta Bin Ali yönetiminin devrilmesiyle kalmayan olaylar, Mısır, Libya, Yemen ve Suriye gibi diğer ülkelere de sıçrayıp Mısır’da Mübarek rejiminin yıkılmasına Libya’da ise Kaddafi’nin oldukça kanlı bir şekilde ölümüne neden oldu. şimdi bu ülkelerin tamamı, keşke halen diktatörlükle yönetiliyor olsaydık diyorlar.. Arap Baharı’yla aradıkları özgürlüğe, demokrasiye ve daha adil bir yaşama kavuşmayı uman Arap milleti istediğini elde edemediği gibi hayal kırıklığı yaşadı, hatta eski sorunlarının üstüne yeni sorunlarla baş etmek zorunda bırakıldı..

şimdi bu olayları ''Türk Baharı'' olarak niteleyen bir dış dünya ve iç muhalefetimiz var..

''hala ibret almıyorlar mı?''

kışkırtmayı yapan değil olayı eyleme döken suçlu oluyor hep. hatırlayın misal "oğlum bak git" diye uyaran temizlik işçisini.. yanıbaşında bi veled kemerini şaklatıyor, tahrik ve tehdit ediyor.. adam uyarıyor ama veled daha bi fena şaklayıyor kemerini ve olan oluyor. adam belediyeden kovuluyor, para cezası yiyor, köyüne dönmek zorunda kalıyor. adaletini körelttiğim dünya tahrike bakmıyor da tahribe bakıyor. çocuk tvlerde kendini anlatırken, temizlik işçisi korkudan derdini bile anlatamıyor. yumurtaya can veren allah yeşil biberi nasıl yarattın?! 

işte teşbihte hata olmasın çocuk = protestocular; temizlik işçisi de = polis bu hikayede. "oğlum bak git" demiş ama caydıramamış temizlik işçisi..
koddostu facebook koddostu google+ koddostu twitter
Paylaş
Uyarı
Blogda yazılan herşey gerçeklere dayalı kurgu teorilerdir. Telif hakkı içermez. Dilediğiniz gibi kopyalayabilir, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.

@nushirevan