RESIM PAYLASIMI
Mini blog hikaye ''Dörtlü Kaos Mimarları''nı okudunuz mu? Yakın tarihin esrarengiz cinayetlerinin ardındakiler ve inanılmaz zihin kontrol teknikleri.. Hepsi ve daha fazlası gerilim ve gizem dolu mini blog hikaye ''Dörtlü Kaos Mimarları''nda..

6 Aralık 2014 Cumartesi

''Haalis!.. Kelebeleriz!..''


''haalis, kelebeleriz, önümüze geleni tekmeleriz''


Üçlü beşli ilkokul öğrencileri kol kola girer, bacakları ileri doğru savurur, tekerlemede zikredildiği üzere önümüze gelene tekme atardık. Ne kadar zorbaca görünse de, benim için öğretici bir yanı vardı: ''birlikten kuvvet doğar''ı böyle öğrenmiştim.

Ancak o zamanlar ''kelebelemek'' kelimesinin ne manaya geldiğini bilmeden savuruyorduk tekmeleri..

Öyle ya? Sadece fonetik olsun diye mi söylüyorduk?

Yıllar sonra zaman bize öğretti ki ''halis kelebeleriz'' diye söylenen şey, aslında ''halis talebeleriz'' in ilkokul öğrencileri tarafından yanlış anlaşılmasından ibaretti. Kimbilir tekme olayı da aslında kolkola giren halis talebelerin beraber okula gitmeleri ve kaytarana da tekme savurmalarından ibaretti.. 

Yanlışlıklar sanki varoluşumuzdan beri devam ediyordu. Eğitim-öğretim benden çok daha önce de böyleydi.. Benden sonra da böyle oldu..  Sistemimiz, ''halis talebe'' olmamızı engelleyen çok şey yaptı.

Osmanlıca açılımı da ‘’halis talebe süzgeci’’ gibi geliyor bana..

Atasının dilini öğretmek istiyor birisi.. Ötekisi ‘’neden öğrenmek zorundayım?’’ diye diretiyor..

Birisi ‘’seçmeli’’ olsun derken, beriki ‘’zorunlu’’ kalmasını savunuyor.

Kemalist zaten ‘’Atatürk devrimlerini hedef alıyorlar’’ diyor..

Laikler ‘’irtica!’’ diyor..

Neo-Osmanlıcılar ‘’dedemin mezarı’’ diyor..

Dil özgürlüğünü savunan kürt siyasi hareketi bile ‘’emperyal Osmanlı’’ diye karşı çıkıyor..

Milliyetçi siyaset de ‘’Osmanlıca Türkçe değil’’ diyerek sol kulağını sağ eliyle göstermeye kalkıyor..

Biri de çıkıp demiyor ki ‘’aga bizim dilimiz neden değişti?’’

Dünyanın en köklü milletlerine bakın 3000-5000 yıllık dillere sahipler.. Türkiye ‘nin yaşadığı buhranları misliyle yaşayan devletler, dillerini unutmadılar.. Biz ise ‘’okuma yazma oranları’’na takılıp kaldık..

Bir araştırma sonucunu vereyim:

ABD 71.681 
Almanya 70.400 
Japonya 44.224 
İtalya 31.762 
Fransa 30.193 
S. Arabistan 13.579 
Türkiye 7.260... 

Bu rakamlar nedir biliyor musunuz? 

İlköğretim okullarında okutulan ders kitaplarının içerdiği kelime ve kavram sayısı.

Araştırmayı yapan: Ankara üniversitesi TÖMER Dil Öğretim Merkezi.

İlkokulu bitiren bir Amerikan çocuğu 70 bin kelime öğreniyor.

Aynı yaştaki bir Türk çocuğu ise 7.000 kelime.

Biz büyükler de Amreika'nın edebiyatını, bilimini, tekniğini kıskanıyoruz. 

‘’Adamlar yapmış abi’’ diye..

''Bir  millete yapılacak en büyük kötülük, onun diliyle oynamaktır.'' diyor Goethe..

Sözün doğruluğundaki dehşete bakın ki, onu türkçeye çevirince: 

‘'Adamın kucağına oturup diliyle oynamak’’ gibi bir anlam çıkıyor.

Bir örnek daha:

Necip Fazıl diyor ki: 

-Bu işin saikini, amilini, illetini bir müessire bağlayamamamın sebebi nedir? 

Şimdi bunu Türkiye Türkçesi ile yazalım: 

-Bu işin nedenini, nedenini, nedenini bir nedene bağlayamamamın nedeni nedir?

Görüyorsunuz ya.. Halis talebe olmak da sizin elinizde.. Kelebelemek de..

***


"Kendi alfabesini değiştiren hiçbir millet yok, olmayacak da. Öyleyse bu çılgınlığın sebebi ne?"  
Cemil Meriç


koddostu facebook koddostu google+ koddostu twitter
Paylaş
Uyarı
Blogda yazılan herşey gerçeklere dayalı kurgu teorilerdir. Telif hakkı içermez. Dilediğiniz gibi kopyalayabilir, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.

@nushirevan