"Nefsi kardeşini isteyerek öldürmesini kolaylaştırdı. O da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğrayanlardan oldu." Maide-30
İlk cinayet böyle işlenmişti. Kabil'in kardeşi Habil'i öldürmesine yol açan ve hüsrana uğramasına neden olan olay, kıskançlık ve çekememe güdüsü ile nefsine yenilmesinden ortaya çıkmıştı. İnsanın en büyük düşmanı addedilen nefsi, Kabil'in akıllı ve doğru düşünebilme melekelerini yıkmıştı. Ortaya çıkan korkunç sonuç bir ilkti ama son olmayacaktı. Ademoğlu, nesiller boyu bu ağır imtihanı çoğunlukla kaybedecekti.
Nefs, sözlükte bir çok manaya gelse de, temelde dünyevi hevesler ve arzular olarak kabul edilir. Dünyevi olması, bu arzuların aslında elzem olmadığının da kanıtıdır. Ebedi ahiret yurdu ile kıyas edildiğinde dünya hayatı bir zerre miktarınca bile değildir. Öyleyse insan nefsinin heveslerine azami miktarda uymamakla mükelleftir.
Tek bir farkla: Bu ülkelerdeki vatandaşların ekseriyeti, kendilerinden geçip gelecek nesilleri kurtarma peşindeymişler. Elbette sıkıntı çektikleri için sesini yükseltenler olmuş ama bugün bizde olduğu gibi bu ekonomi mücadelesinden geri adım atıp, adeta mandayı kabul edecek kadar çaresizlik söz konusu bile olmamış. Yüce Allah bu milleti islam dini ile şereflendirmiş ama Çin'i, Rusya'sı bile nefsine galip bir iradeyi ortaya koyarken bizler koyamamışız.
Devlet bütçesine tek kuruş yük bindirmeden (yap-işlet-devret) köprüler, barajlar yapıldı. 40 yıl, 50 yıllık işletme hakları verildi. Bugün torunlarımıza bırakacağımız miras yerine, köprüye verdiğimiz geçiş ücretlerini konuşuyorsak, biz halen bu bilinç seviyesine ulaşamadık demektir. Hatırlayın Karadeniz'de bir doğalgaz yatağı bulundu. O gün açıklanan müjdeye göre devletimize katkısı devasa. Peki vatandaş ne dedi? "Bana ne zaman yansıyacak?" diye sordu. Madem doğalgaz çıktı, o zaman doğalgaz da ucuzlasın di mi?
Geleceği değil bugünü kurtarma fikri, sizce aklın derinliklerinden mi yoksa nefsin sığlığından mı geliyor? Bugün bunu dile getiren ebeveynler, evlatlarını da nefsin hevesleriyle büyütüyorlar. O zaman bu çocuklar, eskiyen telefonu bozulmadan yeni modeliyle değiştirmek istediğinde bozulmayacaksın. Çünkü mücadeleyi öğretmek yerine ona bu nefs yenilgisini sen sunmuş oldun. Oysa çözüme giden yol gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmaktan değil, gelecek dünyaya daha iyi nesiller bırakmaktan geçer.
Kendimizi değil gelecek nesilleri düşündüğümüz gün, bugün verdiğimiz ekonomik milli mücadeleyi de kazanacağız ve hayırla yâd edileceğiz. Eğer bugün bu mücadeleyi kazanamazsak, gelecek nesiller bizim neslimizi nefsine yenilenlerden bilecek.
Hangisi olacağız?