Film endüstrisinin çizgi film bile yaparken, görünen hikayenin altında başka anlamlar içerecek mesajlar verdiği hepinizin malumudur. Bugün inceleyeceğimiz film ise bir çocuk animasyon filmi olan: Sea Beast (Deniz Canavarı)
Bundan birkaç ay önce diğer tüm global şirketler gibi; Netflix de, Ukrayna ‘yla başlatılan savaş sonrası Rusya’daki yaklaşık 1 milyon abonesine verdiği hizmeti durdurduğunu açıklamıştı. Bunun üzerine aboneler şirkete dava açmaya başladılar. Netflix 221 milyon abonesiyle sektörde zirvedeyken, 7 milyona yakın abone kaybetti ve hisseleri, abd borsasında yaklaşık %40 değer kaybederek 10 yılın en zararlı noktasına ulaştı. Bu zararları kapatabilmek için Netflix, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de abonelik ücretlerine fahiş bir zam yapmak durumunda kaldı ve tepki çekti.
Netflix savaşta taraf olmaktan ve Rusya’ya karşı aldığı tavırdan ötürü global marka değerini kaybettiğinden ötürü, orta yollu, ne şiş yansın ne kebap tarzında bir film yapmış. Savaşı başlatan ve devam etmesini sağlayanların, ülkelerin halkları değil oranın yöneticileri olduğunu da güzelce eklemlemiş filme. Savaş karşıtı tavır alarak, önceki durduğu taraftan çıkmamış ama karşı tarafın da gönlünü almaya çalışmışa benziyor filmin stratejisi.
Bol bol spoiler/süprizbozan konuşacağız ona göre
Gelelim filme:
Filmdeki ana karakterlerimiz olan Maisie Brumble ve Jacob Holland’ın yolları kesişir. Her ikisi de Ukrayna halkını sembolize ediyorlar. Hatta canavarın gözünün önüne geçip gitmesi gereken yönü söylerlerken, canavarın sol gözün önündeki Jacob yerine, sağ gözün önündeki kızı takip ettiğini ve kızın bariz bir şekilde sağduyuyu temsil ettiğini görüyoruz.
Jacob Holland, Avrupai görüntüsünün altında halkın çoğunluğunu oluşturan savaş taraftarlarını temsil ediyor. Kendisini yetiştiren Kaptan Crow ile benzer düşüncelere sahip canavarlar konusunda. Savaşıp tüm canavarların denizlerden temizlenmesini istiyor. Maisie Brumble ise önceleri her ne kadar idolü Jacob gibi savaşçı olmak istese de, savaşın kötü yanlarını görüp barış yanlısı oluyor. Birlikte atıldıkları maceralarda ise Jacob’u kendi tarafına çekmeyi başarıyor. Burada yapımcılar, Ukrayna halkının ikinci sınıf muamele gören siyahi vatandaşlarını temsilen, Maisie’i de siyahi bir çocuk yapmışlar. Ukrayna’da savaş yanlıları ve karşıtları var. Tıpkı Maisie ve Jacob gibi. Finalde Jacob, Maisie’nin haklı olduğunu anlıyor ve savaşı bitirmeye çalışıyorlar. Film bize Ukrayna halklarının kendi içinde bu dönüşümü sağlaması gerektiğine atıf yapıyor.
Peki filmdeki asıl düşman, büyük canavar kim? Adı: Kızıl.. Yani Rusya. Sırtında sayısız mızrak yarasıyla denizlerde yüzmeye devam ediyor. Ukrayna 'nın devlet sembolü ise üç dişli bir mızraktır.
Canavarın ismiyle zaten belli etmemişler gibi sembolizmi daha görünür kılmak için, canavarın kızıl görüntüsünün yanında Rusya’nın ikinci dünya savaşında kullandığı çivili miğfere benzer bir boynuz da görüyoruz.
Filmde sakin denizler olduğu gibi, canavarların da bulunduğu ‘’Dragmore’’ denilen bir deniz var. Tabi bu bir anagram. Dragmore, Dragomir kelimesinden türetilmiş. Dragomir ise ‘’drag’’ yani ‘’sevgili’’ ve ‘’mir’’ yani ‘’barış’’ kelimelerinden oluşan bileşik bir kelime. Kelimenin tam tanımını Wikipedia ‘’barışı önemseyen’’ olduğunu söylüyor. Filmi izlememiş olanlar için güzel bir flash forward öğesi olsa gerek.
Filmde canavar avcıları ve canavarlarla ilgili anlatılan hikayelerin, kadim ama bir o kadar da yalan bir tarihi kaynaklar olduğunu görüyoruz. Filmde bunu fark eden Maisie filmin içinde çoğu kez ‘’bu savaşı kim başlattı?’’ sorusunu soruyor. Küçük kız, hatta bazen öyle cümleler kuruyor ki savaşla ilgili, bunun bir canavar/avcı savaşı olduğu fikrinden uzaklaşıp, gerçek önermeye bir adım daha yaklaşıyoruz. Film burada kendi içindeki gerçeklikten adeta kopuyor. Maisie’nin final konuşmasında, öncelikle canavarı durdurması ve Jacob’un ‘’bitti mi?’’ dedikten sonra Maisie’nin ‘’daha bitmedi’’ deyip bir de dönüp kendi halkına savaşın anlamsızlığından, öğretilen tarihin yalanından ve üst sınıfların bu savaşlardan kazanç sağladığından bahsetmesinin ardından ‘’şimdi bitti’’ diyerek, bir savaşın adeta arabuluculuğunu üstleniyor. Yani savaşın ve akan kanın durması, hem Rusya’nın hem de Ukrayna’nın ikna olması ile mümkün olduğunu gösteriyor karakter.
Filmdeki en azılı canavar avcısı ise, Jacob Holland’ın da akıl hocalığını üstlenen Kaptan Crow. Karakter Ukrayna halkının işgale direnen, savaştan haz alan savaş yanlılarını temsil ediyor.
Filmde de Crow’un kaderi ile gerçeğin ilişkisi benziyor. Kızıl adlı canavar, Crow’un gemisini yok edip (bknz: ağaçları keserek) savaşçı kaptanı alt ediyor. Tam bir lokmada yutmak üzereyken, Maisie karakteri canavarı durduruyor. Crow’un gemisinin adı ‘’Inevitable’’ yani ‘’kaçınılmaz’’. Rusya ile Ukrayna ülkeleri arasındaki gerginlik ilk baş gösterdiğinden bu yana, uluslar arası haber kaynaklarının bu savaşı tanımlarken kullandığı yaygın bir kelimeydi.
Dikkatle dinlerseniz, filmin müzikleri de slav halk ezgilerine benziyor. Denizlerdeki avcılar dışında, yerel halkın görüntüsü de geleneksel Ukrayna kültürüyle oldukça benzer.Filmin sonundaki kaçışları da, tarihi kaynaklardakine oldukça benziyor. Hatta filmde kral ve kraliçe, canavara meydan okuyacağına inandıkları devasa bir savaş gemisi yaptırarak ‘’Potemkin zırhlısı’’na da atıfta bulunuyorlar.