Joseph
Angus Cannon veya bilinen adıyla ‘’Joe’’ Kuzey Teksas Üniversitesi ‘nde salonu
dolduran 70 kişilik Türk polisine son konuşmasını yapıyordu. TIPS, yani Turkish Institute for Police Studies
programında Eğitimlerini
tamamlamış olanlar, dünyanın
çeşitli yerlerinde ‘’misyon’’ adı verilen görevlere gönderildikten sonra, asıl görev yapacakları yerlere gönderiliyorlardı.
Şimdiye kadar misyon görevinden başarıyla ayrılan en fazla 6-7 kişiydi.
Türklerin garip bir şekilde milliyetçi ve dini duyguları çok ağırdı. Üzerinde
ne kadar işlem yapılmış olursa olsun, bir zaman sonra açığa çıkıyor ve görevi
başarısızlıkla sonuçlandırıyordu.
Şimdi salonu dolduran 70 polis arasında da en fazla 2-3 başarı sağlayabileceğini biliyordu. Ancak Graham Fuller’in emri kesindi. ‘’1 kişi bile 1000 kişiyi etkiler Mr.Cannon!’’ demişti. Önündeki dosyada da sadece 2 isim tavsiye diliyordu. Tavsiye eden kişi Başkan ‘ın sözcüsü, CIA ‘nın ortadoğu uzmanı Michael Rubin ‘di. Enstitüden mezun olduktan sonra polisler, misyon görevlerine Rubin ‘in yönlendirmeleriyle çıkarlardı. Elbette bu polislerin amerikan eğitim sistemine gönül verdikleri söylenemezdi. Hemen hemen hepsi Pensilvanya’dan tembihli idi. Joseph A.Cannon son konuşmasında bundan bahsetmek istedi:
-Biliyor musunuz
baylar? Ben bir Mormon’um. Mormonluğu duymuş olanlarınız var mı bilemiyorum..
Zira hristiyan olmamıza rağmen, hristiyan dünyasının dışladığı bir grubuz.
Peygamber Joseph Smith Mormonluk kitabını oluşturduğunda, bilinen hristiyanlık
dünyası bizi dışlamıştı. Biz de İsa Mesih’e inanıyoruz oysa.. Ancak onlar gibi
anlamıyoruz sadece.. Bize göre teslis inancı tamamen yanlış yorumlanıyor. İsa
Mesih geleneksel hristiyanlıkta, Baba Tanrı’nın ruhani oğludur. Dolayısıyla
tanrısallık atfederler. Biz ise İsa Mesih’in, hem ruhani hem de biyolojik
olarak Tanrı Baba’nın oğlu olduğunu görüyoruz. Oysa temel hristiyan öğretileri
sadece politeizm suçlamasından kurtulmak için inanç
sisteminin ortasına oturtuyorlar İsa Mesih’i..
Polis öğrencilerden birisi el kaldırarak söz
istedi. Cannon sevecen bir tavırla başıyla onayladı. Ayağa kalkan genç adam
akıcı ingilizcesiyle konuşmaya başladı:
-Özür dilerim efendim. Yanlış bilmiyorsam,
mormonluk ile temel hristiyanlık arasında fark bu kadarla sınırlı değil. Sizler
trineteryan bir teolojiyi savunuyorsunuz. Ezelden beri yaratılmış ruhların
gökte asılı durduğu ve bu ruhların bedenleşerek tanrısallaşma yolunda gelişim
gösterdiğine inanıyorsunuz. Şu halde hristiyanlığı çok tanrılı olmakla
suçlamanız garip değil mi?
Cannon bu Türk polisinin zekasına hayran kalmıştı.
-Öğrendiklerinizi benim üzerimde kullanmak istiyor
gibisiniz bayım. Psikolojik eğitimlerinizi bir kenara bırakarak, soruyu
gerçekten merak ettiğinizi varsayarak cevap vereceğim. Geleneksel
hristiyanlıkta tanrı üç şahıstan oluşmuş tek bir tanrı varlıktır. Biz ise Baba Tanrı, İsa ve Kutsal Ruhun tanrılıkta
bir olan amaçta birleşmiş, ayrı varlıklar olduğunu savunuyoruz. Biz bunu baştan
beri kabul ediyoruz ama geleneksel hristiyanlık bir çıkmaza sürükleniyor. İsa
tanrı mı? Tanrının oğlu mu? Peygamber mi? Yoksa sadece bir insan mı?
Genç polis tekrar söze girdi:
-İncil’de birleşiyorsunuz ama değil mi?
Cannon hemen cevap verdi:
-Kitabı Mukaddes ’in, doğru tercüme edildiği sürece
tanrı tarafından esinlenmiş olduğunu kabul ediyoruz. Ancak bazı insan
hatalarını ihtiva edebilir. Mormon kitabı, Paha Biçilmez İnci, Öğreti ve
Antlaşmalar adlı manevi kitaplarımız bizim külliyatımızı oluştururlar.
Genç Polisin konuya meraklı olduğu her halinden
belliydi. Tekrar el kaldırıp sorusunu sordu:
-Neden tercüme edilmiş onca incil dururken, kendi
tercümenizi yazıyor ve bu külliyatınızı kutsal kitabınızdan daha önde
görebiliyorsunuz? Neredeyse kutsal incil’e değil de, Mormon kitabına
inanıyorsunuz.. Hristiyanlığın sizi dışlaması normal değil mi?
Cannon politika konusunda dersler veriyordu. Ancak
bu konu onun uzmanlık alanıydı. Utah’taki Mormon cemaatinde önemli bir yere
sahipti. Dedesi Joseph Gurney Cannon, bir politikacı, Cumhuriyetçi Parti lideri
olduğu kadar, mormon cemaatinin de önderlerindendi. Bizzat vaftizini yapan kişi
de oydu.
-Sorunuza soruyla karşılık vereceğim bayım. Sizce aynı
hatayı mı yapıyoruz? Yoksa aynı doğruyu mu? diye sordu.
Genç Polis anlam verememişti. Arkadaşlarına baktı.
-Anlayamadım efendim, diyebildi.
Cannon gülümsemesini bozmadı:
-Sizin cemaatiniz de bir külliyat okuyor değil mi?
Bu külliyatın kutsal kitabınız Kuran’ın tercümesi olduğunu söylüyorsunuz. Onu o
kadar fazla okuyor ve okutuyorsunuz ki, neredeyse Kuran’a değil de külliyata
iman ediyorsunuz diyeceğim.. Anlatabiliyor muyum? Joseph Smith’in kitabını
okumak ile Said Nursi kitabını okumak arasında metod farkı yok gördüğünüz
gibi.. Bugün size politika dersi anlatmak yerine, neden mormonluk hakkında
bahsettiğimi anlamışsınızdır umarım. Bizler birbirimize çok benziyoruz
aslında..
Cemaatlerimizin bir çok konuda paralel düşündüğü şu an burda birlikte
eğitim alıyor olmamızdan da belli değil mi?
Polis öğrenciler birbirlerine bakıyor, kendi
aralarında konuşuyorlardı. Joseph A.Cannon öğrencilerinin tamamına hitap etti:
-Pekala baylar.. Misyon görevleriniz için Bay
Rubin’e yönlendirilmeden önce hazırladığınız tezlerden çok azınızın başarılı
olduğunu söylemeliyim. Elbette bu bir kriter değil. Sizler buraya mezun olmaya
geldiniz ve olacaksınız. Bu tezler, gelecekteki CV ‘niz için birer referans
sadece. Önümdeki listede sadece 2 kişinin başarılı olduğu yazıyor. Mr.Uslu ve
Mr.Aytac..
Polisler arasından iki kişi ayağa kalktı. Yan yana
oturmuşlardı. Arkadaşları aniden alkışlamaya başlayınca, onlar da
etrafındakilere gülümsemeye başladılar. Cannon alkışı eliyle durdurdu:
-Tebrik ederim baylar.. Mr.Uslu tez konunuzu
bizimle paylaşmak ister misiniz?
Genç adam sakallı kısa boylu birisiydi. Her
halinden utangaç birisi olduğu da açıktı.
-Şey efendim.. Pkk ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Güvenliği..
dedi.
Cannon diğerine döndü:
-Bay Aytac?
Bu genç daha kendinden emin görünüyordu:
-DHKP-C Terör Örgütü’nün Eleman Kazanma
Yöntemleri.. dedi.
Cannon önündeki dosyayı kapattı ve çantasını
toparladı ve şöyle dedi:
-Misyon görevlerinizde başarılar gençler.. Burada
da başarılı olursanız, cemaatiniz adına en önemli görevlere verileceksiniz..
EDIT:
Enstitü 1 için tıklayın
Enstitü 3 için tıklayın
EDIT:
Enstitü 1 için tıklayın
Enstitü 3 için tıklayın