RESIM PAYLASIMI
Mini blog hikaye ''Dörtlü Kaos Mimarları''nı okudunuz mu? Yakın tarihin esrarengiz cinayetlerinin ardındakiler ve inanılmaz zihin kontrol teknikleri.. Hepsi ve daha fazlası gerilim ve gizem dolu mini blog hikaye ''Dörtlü Kaos Mimarları''nda..

4 Mayıs 2014 Pazar

Alışmak Gerek

Turgut Özal cumhurbaşkanı olarak göreve başlayınca gazetecilerden birisi televizyonlarda ‘’Efendim sizin için alışılmadık bir cumhurbaşkanı diyebilir miyiz?’’ şeklinde bir soru sordu. Özal gülümseyerek cevap verdi: ‘’Alışırsınız.. Alışırsınız..’’

Bu soruyu soran gazeteci, yakın bir dönemde yaşanan bir hadiseyi vurgulamak istemiştir aslında. O dönemleri hatırlayanlar ‘’Murat Şeref Baba’’ ismindeki teğmeni hatırlayacaklardır. Zira ‘’cumhurbaşkanı olmanıza alışamadım’’ diye Özal’a telgraf atan kişidir kendisi.

Teğmen Murat Şeref Baba’nın telgraf çektiği haberi, Orgeneral Muhittin Fisunoğlu ‘na iletilir. Fisunoğlu için askeri disiplinin yerle bir edildiği bir hadisedir bu. Orgeneral, hadsiz teğmeni azarlamak ve disiplin cezası vermek istemektedir. Teğmen Baba, Orgeneral Fisunoğlu’nun makam odasına alınır. Orgenaral askeri disipline aykırı hareket eden Teğmen Baba’yı ağır ifadelerle azarlar.

Bu azara dayanamayan Teğmen, kendisinden beklenmeyecek şekilde Orgeneral’e ağır bir karşılık verir. Bu karşılığı beklemeyen Orgeneral Fisunoğlu sinirlenerek ayağa kalkar. Ortam çok gergindir. Odada bulunan subaylar Teğmen’i tutarak makamdan dışarı çıkartırlar. Fırça ve disiplin cezasıyla kurtulabileceği hadise, onu ordudan uzaklaştıracaktır. Hatta  Teğmen Baba, bu olay üzerine akli dengesinin yerinde olup olmadığının anlaşılması için Haydarpaşa Asker Hastanesi’nde bir süre gözlem altında tutulur. Daha sonra Murat Şeref Baba re´sen emekliye sevk edilerek Türk Silahlı Kuvvetleri´nden uzaklaştırılır. Sadece günler sonra ‘’Alışılmadık Cumhurbaşkanı’’ manşetleri gazeteleri süslemektedir.

Peki Teğmen Baba’nın bu kadar gözünün dönmesine neden olan ve medyanın şiddetle arkasında durduğu Özal’daki ‘’alışılmadık’’ etken neydi?

Çoğu insan, Turgut Özal’a atfedilen ‘’alışılmadık’’ kelimesinden, kürt kökenli olduğu, parti kurduktan sadece 6 yıl sonra cumhurbaşkanı olması gibi siyasi başarıları veya sivil kıyafetlerle fotoğraf vermesi gibi alışılmadık etkenlerin kastedildiğini düşündüler. Elbette konu bu değildi.. Asıl mesele ‘’dindar’’ olmasıydı.

Özal 'ın Nakşibendi tarikatının Halidiye koluna bağlı, Mehmet Zahit Kotku ile başlayan dini bir kimliği vardı. Ve bu ekol ilk defa başbakan çıkarmayacaktı. Turgut Özal gibi, Necmettin Erbakan ‘da, Abdullah Gül de, Recep Tayyip Erdoğan da, Gümüşhanevi Dergahı ‘nın rahle-i tedrisatından geçip, başbakan olmayı başardılar. Neyse biz konumuza dönelim..

Özal gibi birisi Cumhurbaşkanlığı makamında oturacaksa elbette birileri buna ‘’alışamayacaktı’’. Sıkma portakal içerisine zerkedilen bir enjektör arsenik ile zehirlenecekti. Arsenik tarım ilaçlamalarında kullanılan bir kimyasaldı. İyi yıkanmayan meyvelerdeki kimyasallar biriktiğinde, insanda arsenik zehirlenmesine yol açabilirdi. Ancak bu birikim olmaksızın, tek bir seferde enjekte edilen kimyasal, taze sıkılmış meyve suyunu içen merhumu hakkın rahmetine kavuşturdu.

Bir başka Gümüşhanevi Dergahı’ı ziyaretçilerinden rahmetli Necmettin Erbakan 28 Şubat döneminde alaşağı edildi. Erbakan derin ilişkilerin kirli oyununu çözmüş ancak siyaset arenasına çıkacak gücü çoktan kaybetmişti.

Dergah siyaset dünyasına daha çok insan kazandıracaktı. Erbakan’ın partisinden kopan yenilikçiler, Ak Parti’yi kurunca, İskenderpaşa cemaati ayrı düştüğü Erbakan’ın yerine Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan ikilisini tercih etti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine birkaç ay var ama sonuç şimdiden belli. Ben bu sonucu 24 Aralık 2010 günü görmüştüm, yarın ise sadece tezahürünü yaşayacağız.

Cuma günüyudü. Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makam aracının şoför koltuğuna oturdu. Yanına Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Abdullah Gül oturdu. Arka koltukta Pakistan cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari ve Afganistan cumhurbaşkanı Hamid Karzai vardı. Erdoğan’ın sürdüğü araç, gezi olaylarından hatırlayacağınız Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'ne cuma namazına gitti. Dünyada böyle bir manzarayı başka hangi lider başarabilirdi? Dindar başbakanın; ne Özal gibi gizli, ne Erbakan gibi dolaylı olmaya ihtiyacı yoksa 3 müslüman cumhurbaşkanını cumaya götürene iyi bakmak lazım.. Dergahın bakışına dikkat etmek lazım.. Son aylarda devletin tepesinde takılan yeşil kravatların nedenini iyi anlamak lazım..


Şimdi önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Ne dersiniz? ‘’Alışılmadık’’ bir cumhurbaşkanımız daha olur mu?
koddostu facebook koddostu google+ koddostu twitter
Paylaş
Uyarı
Blogda yazılan herşey gerçeklere dayalı kurgu teorilerdir. Telif hakkı içermez. Dilediğiniz gibi kopyalayabilir, kaynak göstermeden kullanabilirsiniz.

@nushirevan